Kalp Ritmi Bozukluğu (Aritmi) – Düzensiz Kalp Atışlarının Temel Bilgisi

admin

Temmuz 15, 2025

,

Kalp Ritmi Bozukluğu (Aritmi) – Düzensiz Kalp Atışlarının Temel Bilgisi İçerikler Tablosu

Kalp ritim bozuklukları, tıbbi adıyla aritmiler, kalbin normalden hızlı, yavaş ya da düzensiz atmasıyla karakterize edilen durumlardır. Kalp atışının hızı ve düzeni, kalbin elektriksel sisteminin sağlıklı çalışmasına bağlıdır. Bu sistemde yaşanan bir aksama, ritim bozukluklarına yol açabilir. Aritmi kalp sağlığını tehdit edebilecek ciddi bir durumdur ve bazı durumlarda hayati risk taşır. Ancak birçok kişi aritmi yaşadığını fark etmeyebilir, bu nedenle erken tanı ve takip çok önemlidir. Kalp ritmi bozukluğu, bazen tek başına var olabilirken, çoğu zaman başka kalp hastalıklarının da habercisi olabilir. Bu nedenle belirtiler göz ardı edilmemeli ve zaman kaybetmeden değerlendirilmelidir.

Aritmi Türleri ve Görülme Sıklığı

aritmi-neden-olur-2

Aritmi kalp sistemi içinde farklı bölgelerden kaynaklanabilir ve her biri kendine özgü klinik tabloya sahiptir. Aşağıda en sık görülen aritmi türleri ve bu durumların temel özellikleri açıklanmıştır. Kalp ritim düzensizlikleri hafif ve geçici olabileceği gibi, bazıları yaşamı tehdit edici seviyeye ulaşabilir. Bu gruplandırma, aritmi kalp sorunlarının hangi seviyelerde incelendiğini ve tedavi gereksinimini anlamak açısından önemlidir.

Atrial Fibrilasyon (AF)

Atrial fibrilasyon, özellikle ileri yaşlarda sık görülen ve kalp kulakçıklarının düzensiz şekilde çalıştığı bir aritmi türüdür. En sık görülen kalıcı ritim bozukluklarından biridir. Kalp ritmi düzensizleşir, nabız dengesizleşir. Felç riskini artırır ve genellikle antikoagülan (kan sulandırıcı) tedavi gerektirir.

Atrial Flutter

Atrial flutter, atriyumların (kulakçıkların) hızlı ama düzenli attığı bir aritmi türüdür. Atrial fibrilasyona göre daha az yaygın olup, genellikle cerrahi ya da kateter ablasyonuyla tedavi edilir. Yine de kalp ritim dengesini bozarak yorgunluk, çarpıntı ve nefes darlığı gibi semptomlara yol açabilir.

Supraventriküler Taşikardi (SVT)

SVT, kalbin kulakçık bölgesinden kaynaklanan hızlı atım bozukluklarıdır. Genellikle aniden başlar ve aniden sona erer. Ataklar halinde gelen bu durum gençlerde de görülebilir. Kalp ritmi saniyede 180-220 atıma kadar çıkabilir. Taşikardi atakları hastaya ciddi rahatsızlık verebilir ancak genellikle iyi huyludur ve aritmi kalp tedavisine iyi yanıt verir.

Ventriküler Taşikardi ve Fibrilasyon

Bu aritmi türleri kalbin karıncık bölgesinden kaynaklanır ve genellikle ciddi, hayatı tehdit eden durumlardır. Ventriküler taşikardi, hızlı ve düzenli karıncık atımları ile seyrederken, ventriküler fibrilasyon kalbin tamamen kontrolsüz atmasıyla tanımlanır. Bu ritim bozuklukları kalp durmasına yol açabilir. Genellikle acil müdahale ve defibrilasyon gerektirir.

Aritminin Nedenleri ve Risk Faktörleri

Kalp ritim bozuklukları, kalbin elektriksel sistemindeki dengesizliklerden kaynaklanır. Kalbin sağlıklı bir şekilde atmasını sağlayan sinüs nodu, atriyoventriküler (AV) düğüm ve His-Purkinje sistemi gibi yapılar elektriksel sinyalleri üretir ve iletir. Bu sistemdeki herhangi bir bozulma, aritmi kalp sorunlarına yol açabilir. Aritmi nedenleri çok çeşitli olabilir ve çoğu zaman birden fazla faktör bir araya gelerek kalp ritmini bozar. Bazı kişilerde yapısal kalp hastalıkları ön plandayken, bazılarında çevresel ya da metabolik etkenler daha baskındır. Kalp aritmi tedavisi planlanırken, bu nedenlerin belirlenmesi çok kritik bir adımdır.

Kalp Kapak Hastalıkları, Hipertansiyon, Kalp Yetmezliği

Kalp kapaklarında meydana gelen daralma ya da yetersizlik, kalbin kulakçık ve karıncıklarındaki basıncı ve yükü artırır. Bu durum zamanla elektriksel iletim sistemini etkileyerek kalp ritim bozukluklarına zemin hazırlar. Özellikle mitral kapak hastalıkları atriyal fibrilasyon riskini ciddi şekilde artırır. Benzer şekilde, uzun süredir kontrolsüz seyreden hipertansiyon kalp kasında kalınlaşmaya ve elektriksel iletimde gecikmelere neden olabilir. Kalp yetmezliği ise kalbin pompa gücünün azalmasıyla birlikte aritmi kalp riskini artıran en önemli faktörlerden biridir.

Elektrolit Dengesizlikleri, Genetik Yatkınlık

Vücutta potasyum, magnezyum ve kalsiyum gibi elektrolitlerin dengesi, kalbin sağlıklı çalışmasında kritik rol oynar. Bu minerallerin eksikliği veya fazlalığı, kalp hücrelerinin elektriksel uyarılabilirliğini değiştirerek aritmiye neden olabilir. Özellikle diüretik kullanan kişilerde potasyum kaybı önemli bir risktir. Ayrıca bazı kalıtsal durumlar (uzun QT sendromu gibi) kalp ritmini doğuştan etkileyebilir. Bu nedenle genç yaşta ani bayılma, çarpıntı ya da ani ölüm öyküsü olan bireylerde genetik taramalar önerilir.

Uyku Apnesi, Aşırı Alkol, Stres

Uyku apnesi, özellikle gece boyunca tekrarlayan oksijen düşüşlerine yol açarak kalp ritmini olumsuz etkiler. Apne atakları sırasında sempatik sinir sistemi aktive olur, bu da aritmi kalp riskini artırır. Aynı şekilde yoğun alkol tüketimi, kalp kası üzerinde doğrudan toksik etkiye sahiptir ve özellikle atriyal fibrilasyonla ilişkilidir. Kronik stres ise kortizol ve adrenalin gibi hormonlar aracılığıyla kalp ritmini hızlandırır ve düzensizliklere yol açabilir. Kalp aritmi tedavisi bu faktörler de göz önünde bulundurularak planlanmalıdır.

Belirtiler ve Tanı Yöntemleri

Kalp ritim bozuklukları, her bireyde farklı şekillerde ortaya çıkabilir. Bazı kişilerde hafif bir çarpıntı hissiyle sınırlıyken, bazı hastalarda ani bayılmalar ve ciddi komplikasyonlarla seyredebilir. Aritmi belirtileri her zaman belirgin olmayabilir, bu da tanı sürecini zorlaştırır. Bu nedenle özellikle tekrarlayan kalp atım düzensizliği yaşayan kişilerin tanı süreci ihmal edilmemelidir. Kalp ritim sorunlarının tanısında kullanılan yöntemler, hem anlık kayıtları hem de günlerce süren takipleri içerebilir. Aşağıdaki başlıklar, hem hastaların dikkat etmesi gereken belirtileri hem de tanı sürecinde kullanılan temel testleri açıklamaktadır.

Çarpıntı, Düzensiz Nabız, Göğüs Sıkışması

En sık görülen aritmi belirtileri arasında ani başlayan ve sona eren çarpıntı atakları bulunur. Hastalar, kalbin “boşlukta atması” ya da “atım atlaması” gibi hislerden bahseder. Düzensiz nabız, tansiyon ölçerken fark edilen ritim bozukluklarının önemli bir göstergesidir. Göğüste baskı ya da sıkışma hissi de özellikle atriyal fibrilasyon gibi hızlı ritim bozukluklarında eşlik edebilir. Bu belirtiler fiziksel eforla artabilir ya da istirahatte de ortaya çıkabilir.

Bayılma, Nefes Darlığı, Yorgunluk

Kalp ritmindeki düzensizlik, yeterli kan akışını engellediğinde beyin ve diğer organlara giden oksijen azalır. Bunun sonucunda bayılma (senkop) gelişebilir. Bu durum özellikle ventriküler taşikardi ve AV blok gibi ciddi aritmi kalp problemlerinde görülür. Nefes darlığı ve halsizlik ise hem kalp debisinin düşmesine hem de hastaların anksiyetesine bağlı olarak ortaya çıkabilir. Bu belirtiler ciddiye alınmalı ve gecikmeden değerlendirme yapılmalıdır.

EKG, Holter Monitor, Efor Testi, EPS

Aritmi kalp problemlerinin tanısında en temel araç elektrokardiyografi (EKG) testidir. Ancak bazı ritim bozuklukları anlık olarak değil, aralıklı olarak görüldüğünden 24-72 saatlik Holter monitor kullanımı gerekebilir. Bu cihaz, hastanın günlük yaşamı sırasında kalp ritmini sürekli olarak kaydeder. Egzersizle ortaya çıkan aritmileri yakalamak için efor testi uygulanır. Daha ileri değerlendirme gereken vakalarda elektrofizyolojik çalışma (EPS) yapılabilir. EPS sırasında kalp içine yerleştirilen özel kateterlerle elektriksel sistem doğrudan incelenir. Bu yöntem aynı zamanda tedavi planlamasına da yardımcı olur.

Tedavi Seçenekleri

Kalp ritmi bozukluklarında tedavi yaklaşımı, hastanın yaşına, semptomların şiddetine, aritmi türüne ve eşlik eden hastalıklara göre değişir. Aritmi tedavisinin temel stratejileri arasında ritim kontrolü, hız kontrolü ve pıhtı oluşumuna karşı önlem alınması (antikoagülasyon) yer alır. Bazı hastalarda yalnızca yaşam tarzı düzenlemeleri yeterli olabilirken, diğerlerinde ilaç tedavisi ya da girişimsel işlemler gerekebilir. Tedavi planı mutlaka kalp ritim bozukluğunu doğru tanımlayan testler sonrası kişiye özel olarak oluşturulmalıdır.

İlaç Tedavileri (Beta Bloker, Antiaritmik İlaçlar)

En sık kullanılan ilaç grubu beta blokerlerdir. Bu ilaçlar kalp hızını düşürerek semptomları azaltır. Ritim bozukluğunu doğrudan baskılayan antiaritmik ilaçlar ise daha özel durumlarda tercih edilir. Sotalol, propafenon, amiodaron gibi ilaçlar hem atriyal hem ventriküler aritmilerde kullanılabilir. Ancak bu ilaçlar dikkatle seçilmeli ve düzenli takip altında kullanılmalıdır, çünkü bazıları yeni aritmilere neden olabilir.

Kardiyoversiyon (Elektriksel / Farmakolojik)

Atrial fibrilasyon gibi düzensiz ritimlerde kalbi normal ritme döndürmek için kardiyoversiyon uygulanabilir. Farmakolojik kardiyoversiyonda antiaritmik ilaçlar kullanılırken, elektriksel kardiyoversiyon sedasyon altında kısa süreli elektrik şoku verilmesiyle yapılır. Her iki yöntem de başarıyla uygulanabilmektedir. Ancak tekrarlama riski varsa uzun vadeli planlama gerekebilir.

Kateter Ablasyon – Radyofrekans, Kriyoablasyon

Kateter ablasyon, ritim bozukluğuna neden olan elektriksel odağın ortadan kaldırılması esasına dayanır. Radyofrekans ablasyonda ısı, kriyoablasyonda ise dondurma yöntemiyle bu odaklar etkisiz hale getirilir. Özellikle SVT ve atriyal fibrilasyon tedavisinde yaygın olarak uygulanır. Başarı oranları %70–90 arasında değişmektedir. Nüks ihtimali olsa da birçok hasta uzun vadeli rahatlama yaşar.

Cerrahi Ablasyon (Cox‑Maze) – Cerrahi Teknikler, Etkinlik %93

Kateterle yapılamayan ya da açık kalp cerrahisi gereken hastalarda cerrahi ablasyon teknikleri uygulanabilir. En bilinen yöntem Cox-Maze prosedürüdür. Bu teknikte kalp kulakçıklarında özel çizgiler oluşturularak anormal elektriksel iletinin önüne geçilir. Bu yöntem genellikle başka bir kalp cerrahisi ile birlikte yapılır. Etkinliği oldukça yüksektir, bazı çalışmalarda %93’lere ulaşmaktadır.

Antikoagülasyon: CHA₂DS₂‑VASc ve HAS‑BLED Skorları

Özellikle atriyal fibrilasyon hastalarında beyin pıhtısı riskine karşı koruma sağlamak için antikoagülan ilaçlar kullanılır. Hangi hastanın bu ilaçları alması gerektiği, CHA₂DS₂‑VASc skoru ile belirlenir. Bu skor yaş, hipertansiyon, diyabet ve geçmiş inme öyküsünü değerlendirir. Kanama riski ise HAS‑BLED skoru ile hesaplanır. Yeni nesil antikoagülanlar sayesinde düzenli INR takibi zorunluluğu da ortadan kalkmıştır. Bu ilaçların kullanımı hekim kontrolünde olmalı ve düzenli takip gerektirir.

Yaşam Tarzı ve Uzun Vadeli Yönetim

Aritmi kalp sağlığını doğrudan etkileyen bir durum olduğu için tedavi sadece medikal müdahaleyle sınırlı kalmamalıdır. Uzun vadeli başarı, hastanın yaşam tarzını kalp dostu bir düzene geçirmesiyle mümkündür. Kalp ritim bozuklukları tekrarlayabileceğinden, tedavi sonrası dönemde hastaların yaşam alışkanlıklarını gözden geçirmesi ve sürdürülebilir değişiklikler yapması büyük önem taşır.

  • Düzenli egzersiz – doktor kontrolünde hafif ve orta şiddetli aerobik aktiviteler
  • Sağlıklı beslenme – tuz, doymuş yağ ve işlenmiş gıdalardan uzak, Akdeniz tipi diyet
  • Kilo kontrolü – ideal vücut ağırlığını korumak kalp üzerindeki yükü azaltır
  • Alkol ve uyarıcı maddeleri sınırlama – özellikle atriyal fibrilasyonu tetikleyebilir
  • Stres yönetimi – meditasyon, nefes egzersizleri, psikolojik destek ile stresin azaltılması

Düzenli Takip – EKG Kontrolleri, İlaç Dozlaması ve Yaşam Tarzı Takibi

Kalp aritmi tedavisi uzun soluklu bir süreçtir ve bu nedenle düzenli takip şarttır. EKG veya Holter gibi kontrollerle ritim değerlendirmesi yapılmalı, ilaç dozları gerektiğinde yeniden ayarlanmalıdır. Ayrıca hastanın egzersiz düzeni, beslenme alışkanlıkları ve ruhsal durumu da takip edilmeli, gerekiyorsa bir kardiyoloji ve diyetisyen iş birliğiyle planlama yapılmalıdır. Bu şekilde hem ilaç ihtiyacı azalabilir hem de kalp ritminin uzun süre dengede kalması sağlanabilir.

Tedavi Sonrası İzlem ve Başarı Oranları

Aritmi tedavisi sonrasında hastaların düzenli izlem altında tutulması, uzun vadeli başarı açısından hayati öneme sahiptir. Özellikle kateter ablasyon uygulanan hastalarda, işlem sonrası ilk 3 aylık dönem “blanking period” olarak adlandırılır. Bu süreçte ritim bozuklukları geçici olarak devam edebilir, bu durum genellikle kalıcı başarıyı etkilemez. Aritmi kalp sorunlarında, tedavi sonrası yakın takip ile nüks riski azaltılabilir ve komplikasyonların önüne geçilebilir.

Kateter ablasyon, özellikle atriyal fibrilasyon gibi yaygın kalp ritmi bozukluklarında %70 ila %90 arasında değişen başarı oranlarına sahiptir. Ancak bu oran, hastanın yaşı, eşlik eden kalp hastalıkları ve ritim bozukluğunun tipi gibi faktörlere göre değişiklik gösterebilir. Nadiren de olsa işlem sonrası komplikasyonlar gelişebilir, bu nedenle müdahale sonrası sürecin dikkatle planlanması gerekir.

Ablasyon Başarı Oranları ve Risk Karşılaştırması

Tedavi YöntemiBaşarı OranıCiddi Komplikasyon Riskiİzlem Gereksinimi
Kateter Ablasyon (AF)%70–80 (ilk uygulama)%1 civarında (perikardiyal efüzyon, AV blok)İlk 3 ay yakın takip, yıllık EKG
Tekrarlayan Ablasyon%85–90 (2. uygulamada)%1.5–2Uzun süreli antiaritmik takibi
Cerrahi Ablasyon (Cox‑Maze)%90–93%2.5–5Yoğun bakım sonrası düzenli kontrol

Acil Durum ve Ne Zaman Uzman Görülmeli

Her kalp ritim bozukluğu acil bir durum yaratmaz; ancak bazı aritmi türleri hızla müdahale edilmediğinde ciddi sonuçlar doğurabilir. Özellikle ritim bozukluğuna eşlik eden belirli belirtiler, kişinin vakit kaybetmeden bir sağlık kuruluşuna başvurmasını gerektirir. Bu gibi durumlarda, zamanında müdahale hem yaşam kalitesini korur hem de kalıcı hasarları önler. Aritmi kalp rahatsızlıklarında, erken tanı her zaman en önemli adımdır.

  • Göğüs ağrısı ya da sıkışması hissi
  • Aniden gelişen bayılma veya bayılacak gibi olma durumu
  • Hızla düşen tansiyon, soğuk terleme ve bilinç bulanıklığı
  • Konuşma bozukluğu, yüz kayması, kolda bacakta ani güçsüzlük gibi felç belirtileri

Bu bulgular, kalp atım düzenindeki ciddi bir bozulmanın ya da beynin yeterince kanlanamamasının sonucu olabilir. Özellikle atriyal fibrilasyon gibi ritim bozuklukları felç riskini artırdığı için, kalıcı hasar oluşmadan önce tanı ve tedavi sürecine başlanması gerekir. Kalp ritim bozuklukları yalnızca EKG ile değil, bazen Holter veya efor testleriyle de tanımlanabilir. Eğer sizde de bu tür belirtiler varsa, bir kardiyoloji uzmanına başvurarak gerekli değerlendirmeleri yaptırmanız önemlidir.

Karmaşık Vakalar – Cerrahi Ablasyon Gerekebilir mi?

Her aritmi vakası ilaç ya da kateter yöntemiyle kontrol altına alınamayabilir. Özellikle kalp kapak hastalığı gibi yapısal sorunlarla birlikte görülen kalp ritim bozukluklarında, standart tedaviler yeterli olmayabilir. Bu gibi karmaşık durumlarda cerrahi ablasyon yöntemi gündeme gelir. Cerrahi ablasyon, genellikle kalp kapak ameliyatı sırasında aynı seansta uygulanarak hem yapısal hem elektriksel soruna müdahale etme fırsatı sunar. Böylece kalp ritmi bozukluğu kalıcı olarak düzeltilebilirken, hastanın yaşam kalitesi de artırılır.

Op. Dr. Etem Yücekaya’nın Cerrahi Ablasyon Deneyimi

Op. Dr. Etem Yücekaya, kalp cerrahisi alanında Türkiye’nin önde gelen isimlerinden biridir. 10.000’in üzerinde açık kalp ameliyatı deneyimiyle, özellikle kapak cerrahisi sırasında eşlik eden atriyal fibrilasyon gibi ritim bozukluklarının tedavisinde cerrahi ablasyon yöntemini başarıyla uygulamaktadır. Cox-Maze tipi ablasyon teknikleri ile yapılan bu müdahale, kalp dokusunun belirli alanlarını izole ederek ritim bozukluğuna neden olan elektriksel yolları kalıcı biçimde ortadan kaldırmayı hedefler.

Cerrahi ablasyon, kateter ablasyona göre daha invaziv bir yöntem olsa da, eş zamanlı başka kalp cerrahisi gereken hastalarda tercih edilen etkili ve güvenilir bir seçenektir. Kalp ritim bozukluğu şikâyetiniz varsa ve eşlik eden yapısal kalp hastalığınız da bulunuyorsa, kapsamlı bir değerlendirme ile bu yöntem sizin için de uygun olabilir.

Kalp Ritim Bozukluğu Hakkında Merak Edilenler

Kalp ritim bozukluğu tehlikeli midir?

Bazı aritmiler tamamen zararsız olabilirken, bazıları ise ciddi sağlık sorunlarına neden olabilir. Özellikle atriyal fibrilasyon gibi durumlar, felç riskini artırabilir. Bu nedenle her düzensizlik ciddiyetle değerlendirilmelidir.

Aritmi kalp krizi belirtisi olabilir mi?

Her aritmi kalp krizi anlamına gelmez ancak bazı hızlı ya da düzensiz ritimler, kalp krizi sırasında ya da sonrasında görülebilir. Eşlik eden göğüs ağrısı, nefes darlığı gibi bulgular varsa acil değerlendirme gerekir.

Kalp ritim bozukluğu için hangi testler yapılır?

EKG, 24 saatlik Holter monitör, efor testi ve gerekirse elektrofizyolojik çalışma (EPS) kullanılarak tanı konur. Bazı hastalarda ritim bozukluğu yalnızca belirli zamanlarda ortaya çıktığı için uzun süreli takip gerekebilir.

Aritmi tedavisi kalıcı mıdır?

Tedavi şekli aritminin türüne göre değişir. Bazı aritmiler ilaçla kontrol altına alınabilirken, bazı durumlarda kateter ablasyon ya da kalp pili gibi daha kalıcı çözümler gerekebilir. Başarı oranı genellikle yüksektir.

Kalp aritmi tedavisi sonrası nelere dikkat etmek gerekir?

Düzenli takip, sağlıklı yaşam tarzı, ilaçların düzenli kullanımı ve tetikleyici etkenlerden kaçınmak (aşırı kafein, stres, uykusuzluk gibi) tedavi başarısını doğrudan etkiler.

Eskişehir’de kalp ritim bozukluğu için nasıl randevu alabilirim?

Op. Dr. Etem Yücekaya ile randevu almak için 444 2 026 numaralı telefon hattını arayabilir veya WhatsApp üzerinden hızlıca iletişim kurabilirsiniz. Randevu öncesi şikâyetlerinizi not almanız, görüşmenin daha verimli geçmesini sağlar.

Randevu ve Danışma Süreci

Kalp ritim bozukluğu (aritmi) şüphesi taşıyan hastalarda tanı süreci, titiz bir değerlendirmeyle başlar. İlk adımda fizik muayene ve dinleme sırasında kalpte düzensizlik saptanabilir. Ardından EKG, ritim Holter monitörü, efor testi ya da gerekirse elektrofizyolojik çalışma (EPS) gibi ileri tetkikler planlanabilir. Tüm bu aşamalar, kardiyoloji ve kalp damar cerrahisi uzmanlarının ortak değerlendirmesiyle yürütülmelidir. Aritmiye neden olan altta yatan bir yapısal sorun varsa, Op. Dr. Etem Yücekaya bu tür karmaşık durumlar için cerrahi çözüm olasılıklarını değerlendirir. Multidisipliner yaklaşım, doğru tanı ve kişiselleştirilmiş tedavi planlaması için esastır.

Kalp ritminizde bir düzensizlik hissediyorsanız ya da önceden tanı almışsanız, gecikmeden değerlendirme almanız büyük önem taşır. Ritim bozukluklarının bir kısmı hayatı tehdit edici boyutlara ulaşabilir. Bu nedenle basit gibi görünen şikâyetler dahi ciddiye alınmalıdır.

Kalp ritminizi ciddiye alın – erken müdahale hayat kurtarır.

Op. Dr. Etem Yücekaya ile doğrudan iletişime geçmek ve danışma randevusu oluşturmak için aşağıdaki bilgilerden faydalanabilirsiniz:

  • Adres: Fevzi Çakmak Mah. Akınsel Sok. No:1, Tepebaşı / Eskişehir
  • Telefon: 444 2 026
  • Telefon 2: 0222 211 0 212
  • WhatsApp: +90 444 2026
  • E-Posta: [email protected]