Varis Tedavisi – Toplardamar Problemlerine Modern Yaklaşımlar

Varis, bacak toplardamarlarının genişlemesi, uzaması ve kıvrılması ile oluşan, hem estetik hem de sağlık açısından önem taşıyan yaygın bir damar hastalığıdır. Genellikle ayakta çalışan bireylerde, kadınlarda ve yaşla birlikte ortaya çıkan bu durum, tedavi edilmediğinde yaşam kalitesini düşürür ve daha ciddi dolaşım sorunlarına yol açabilir. Modern tıpta geliştirilen yeni yöntemlerle varis artık daha konforlu ve etkili şekilde tedavi edilebilmektedir.

Varis Nedir, Toplardamarlar Nasıl Etkilenir?

Toplardamarlar, kirli kanı kalbe geri taşıyan damarlardır ve bacaklarda yerçekimine karşı çalışmak zorundadır. Bu işlevi, damar duvarı ve içindeki kapakçıklar sağlar. Ancak bu kapakçıklar işlevini yitirdiğinde ya da damar duvarı zayıfladığında, kan geri kaçar ve damarlar içinde birikir. Bu birikim, zamanla damarların belirgin şekilde genişlemesine ve kıvrılmasına neden olur. Bu duruma “varis” adı verilir.

Kimlerde Görülür?

Varis, özellikle uzun süre ayakta duran, hareketsiz çalışan ya da genetik yatkınlığı olan bireylerde daha sık görülür. Kadınlarda hormon düzeylerinin etkisiyle daha yaygın olup, gebelik dönemi de risk faktörüdür. Ayrıca yaşla birlikte damar elastikiyetinin azalması da varis oluşumuna zemin hazırlar. Kilo fazlalığı ve sedanter yaşam tarzı da riski artıran diğer önemli faktörlerdendir.

Yaşam Kalitesine Etkisi

İlk aşamada sadece estetik kaygı yaratan varisler, zamanla bacaklarda ağrı, ağırlık hissi, gece krampları, şişlik ve kaşıntıya neden olur. İleri evrelerde ciltte renk değişikliği, yaralar ve ciddi dolaşım bozuklukları gelişebilir. Tedavi edilmeyen toplardamar genişlemeleri, kan dolaşımını bozarak derin ven trombozu gibi ciddi komplikasyonlara yol açabilir. Bu nedenle erken tanı ve tedavi büyük önem taşır.

Op. Dr. Etem Yücekaya’nın Damar Cerrahisindeki Deneyimi

Kalp ve damar cerrahisi alanında 10 binden fazla açık kalp ameliyatı ve 40 yılı aşkın klinik tecrübeye sahip olan Op. Dr. Etem Yücekaya, varis ve venöz yetmezlik hastalıklarının tanı ve tedavisinde modern cerrahi ve girişimsel yöntemleri başarıyla uygulamaktadır. Hastanın şikâyetlerine ve varisin tipi ile derecesine göre en uygun yaklaşım belirlenmekte, gerektiğinde lazer, skleroterapi veya cerrahi tedavi planlanmaktadır. Geniş vaka deneyimi, hasta güvenliği ve başarı oranlarını artırmaktadır.

Varis Neden Olur? – Damar Genişlemesinin Sebepleri

Varis, yalnızca estetik bir sorun değil; altta yatan dolaşım bozukluklarının sonucu olarak ortaya çıkan bir damar hastalığıdır. Toplardamar sisteminde oluşan işlev kayıpları zamanla damarların genişlemesine, kanın bacaklarda birikmesine ve dışarıdan görülebilen belirgin varis oluşumuna neden olur. Bu süreçte birçok faktör etkili olabilir. Aşağıda varis nedenleri ve risk artırıcı unsurlar detaylı şekilde ele alınmaktadır.

varis-tedavisi-alternatif-yöntemler-modern-çözümler-2

Venöz Yetmezlik Nedir?

Venöz yetmezlik, toplardamar kapakçıklarının düzgün kapanmaması sonucu kanın geriye kaçmasıyla oluşan bir dolaşım bozukluğudur. Kanın bacaklardan kalbe taşınması zorlaştıkça, damarlar içindeki basınç artar ve damar çeperleri genişler. Bu genişleme zamanla kalıcı hale gelir ve varislerin temelini oluşturur.

Genetik Yatkınlık, Hormonlar ve Yaşam Tarzı

Genetik faktörler damar genişlemesi riskini ciddi oranda artırır. Ailesinde varis problemi olan bireylerde hastalık daha erken yaşta ve daha yaygın şekilde görülebilir. Kadın cinsiyeti de hormonel etkiler nedeniyle risk faktörüdür. Östrojen düzeyinin değiştiği dönemlerde, özellikle doğum kontrol hapı kullanımı veya menopozda damar duvarı daha zayıf hale gelir. Hareketsiz yaşam, az su tüketimi ve düşük lifli beslenme de risk unsurları arasındadır.

Uzun Süre Ayakta Durmak veya Oturmak

Günlük yaşamda uzun süre aynı pozisyonda kalmak, toplardamarlar üzerinde baskıya neden olur. Özellikle ayakta çalışanlar (öğretmenler, hemşireler, kuaförler) ya da masa başında hareketsiz çalışan bireyler bu açıdan yüksek risk altındadır. Kasların hareket etmemesi, toplardamarlardaki kanın yukarı doğru pompalanmasını zorlaştırır ve bu durum varis nedenleri arasında başta gelir.

Hamilelik ve Kilo Artışı

Gebelikte hem hormon düzeyleri hem de vücuttaki kan hacmi artar. Bu durum, toplardamarların daha fazla baskı altında kalmasına yol açar. Ayrıca büyüyen rahim, pelvik damarları sıkıştırarak bacaklara giden kanın dönüşünü zorlaştırabilir. Hamilelik sırasında ortaya çıkan varisler bazı durumlarda doğum sonrası gerilese de, kalıcı hale gelebilir. Obezite ve hızlı kilo alımı da damar duvarına ekstra yük bindirerek benzer bir etki yaratır.

Risk Faktörlerini Bilmek, Korunmanın İlk Adımıdır

Varis nedenleri kişiden kişiye değişse de, bu faktörlerin bilinmesi hem erken tanı hem de önleyici yaşam alışkanlıkları açısından son derece önemlidir. Yaşam tarzı değişiklikleri ve bilinçli hareket, damar sağlığını korumak için temel adımlardır.

Varis Belirtileri Nelerdir? – Damar Problemlerini Erken Fark Etmek

Varis hastalığı genellikle yavaş ilerleyen ve başta göz ardı edilebilen belirtilerle kendini gösterir. Ancak zamanla hem estetik hem de fiziksel şikâyetlerle günlük yaşamı zorlaştırabilir. Bu nedenle varis belirtilerini erken dönemde tanımak ve uygun bir sağlık değerlendirmesi yaptırmak, hastalığın ilerlemesini önlemede önemli bir adımdır.

Bacakta Ağrı, Şişlik ve Ağırlık Hissi

Bacakta varis gelişiminin en yaygın belirtilerinden biri, özellikle gün sonunda ortaya çıkan ağrı ve ağırlık hissidir. Bu durum, kanın toplardamarlarda birikerek dokulara basınç uygulaması sonucu gelişir. Şişlik ise bacaklardaki sıvı birikimine bağlı olarak görülür ve özellikle ayak bileği çevresinde fark edilir hale gelir.

Gözle Görülür Damar Çıkıntıları ve Renk Değişiklikleri

Varisin ilerleyen evrelerinde cilt yüzeyinde belirginleşen damar çıkıntıları görülür. Bu damarlar genellikle mavi, yeşil veya mor renkte olup kıvrımlı bir görünüm alır. Ciltte renk değişiklikleri ve damarların belirginliği, estetik rahatsızlıkların yanı sıra altta yatan toplardamar sorununun da göstergesi olabilir.

Gece Krampları ve Kaşıntı

Bacaklarda gece uykudan uyandıracak kadar şiddetli kramplar ve özellikle varisli damarların bulunduğu bölgelerde kaşıntı hissi, varisin sık karşılaşılan şikâyetlerindendir. Bu semptomlar, damar içi basıncın artmasına ve ciltte dolaşımın bozulmasına bağlı olarak gelişir.

Ciltte Morarma, Renk Koyulaşması ve Yara

İhmal edilen varis vakalarında zamanla ciltte kalıcı renk koyulaşmaları, mor lekeler ve hatta açık yaralar (venöz ülserler) gelişebilir. Bu durum genellikle ayak bileği çevresinde görülür ve ciddi venöz yetmezliğe işaret eder. İleri evrelerde enfeksiyon riski artar ve iyileşme süreci uzayabilir.

Her Belirti, Önemli Bir İşaret Olabilir

Varis belirtileri hafif şikâyetlerle başlasa da zamanla kronik hale gelebilir ve tedavi sürecini zorlaştırabilir. Bu nedenle belirtiler ciddiye alınmalı, erken dönemde bir damar cerrahına başvurularak doğru tanı ve kişiye özel tedavi planlaması yapılmalıdır.

Varis Türleri – Hangi Tip Varis Ne Anlama Gelir?

Varis hastalığı, damarların boyutuna, derinliğine ve oluşturduğu şikâyetlere göre farklı türlerde karşımıza çıkar. Her bir varis tipi, farklı nedenlerle oluşur ve tedavi yaklaşımı da buna göre şekillenir. Bu bölümde, en sık karşılaşılan varis çeşitleri hakkında bilgi vererek, hangi tip varisin ne anlama geldiğini açıklıyoruz.

Kılcal Damar (Spider Veins) Varisleri

Kılcal varis olarak da bilinen bu tip, genellikle cilt yüzeyine çok yakın yerleşimli, kırmızımsı ya da mor ince damar genişlemeleridir. Daha çok kozmetik şikâyetlere neden olur ve ağrıya yol açmaz. Yüzeysel olmasına rağmen altta yatan venöz yetmezlik belirtisi olabilir. Genellikle lazer veya skleroterapi gibi minimal girişimlerle tedavi edilir.

Retiküler Varisler

Orta büyüklükteki toplardamarların genişlemesiyle oluşan retiküler varisler, cilt altında mavimsi bir ağ görünümüyle belirgindir. Genellikle diz arkası, uyluk dış yüzeyi veya ayak bileği çevresinde görülür. Hafif ağrı veya yanma hissine neden olabilir. Estetik olarak rahatsız edici olmakla birlikte, kılcal varislere göre daha ciddi venöz sorunlara işaret edebilir.

Büyük Damar (Safen Ven) Varisleri

Safen ven genişlemesi, varisin en belirgin ve tedavi gerektiren formlarından biridir. Ana yüzeyel toplardamar olan safen venin veya dallarının yetmezliğe uğraması sonucu oluşur. Damarlar cilt üzerinden kabarık, kıvrımlı ve mor renkte gözlemlenir. Bu varis tipi sıklıkla bacak ağrısı, ağırlık hissi, ödem ve yorgunluk gibi şikâyetlere yol açar. Cerrahi ya da lazer tedavi seçenekleri gerektirebilir.

Derin Ven Yetmezliği ile İlişkili Varisler

Derin toplardamarlarda kapak yetmezliği veya pıhtı (DVT) sonrası gelişen bu varis tipi, genellikle daha ciddi dolaşım bozukluğu anlamına gelir. Cilt değişiklikleri, renk koyulaşması, yara (ülser) ve ciddi şişlik gibi bulgular eşlik edebilir. Bu hastalarda ileri seviye venöz yetmezlik söz konusudur ve detaylı bir damar haritalaması sonrası kombine tedavi gerekebilir.

Doğru Sınıflandırma, Etkili Tedaviyi Belirler

Her varis tipi aynı şiddette değildir ve tedavi planlaması için doğru sınıflandırma büyük önem taşır. Kılcal varislerden safen ven kaynaklı genişlemelere kadar tüm türler farklı tekniklerle tedavi edilebilir. Bu nedenle kapsamlı bir damar değerlendirmesi yapılmalı ve uygun yöntem uzman tarafından belirlenmelidir.

Varis Tedavisi Yöntemleri – Güncel ve Etkili Çözümler

Modern tıp sayesinde varis hastalığı artık çok daha konforlu ve etkili yöntemlerle tedavi edilebilmektedir. Hastalığın tipi, yaygınlığı ve bireyin genel sağlık durumuna göre uygulanacak yöntem değişebilir. Bu bölümde, en sık kullanılan varis tedavisi yaklaşımlarını ve hangi hastalar için uygun olduklarını inceleyeceğiz.

Skleroterapi (İğne ile Damar Kapatma)

Skleroterapi, özellikle kılcal damar ve küçük yüzeyel varislerin tedavisinde uygulanan enjeksiyon yöntemidir. İnce bir iğneyle damarın içine sklerozan madde verilir ve bu madde damarın büzülmesini ve zamanla kapanmasını sağlar. İşlem sonrası damar görünümü kaybolur ve kan sağlıklı damarlara yönlendirilir. Kozmetik kaygısı olan hastalar için etkili ve pratik bir seçenektir.

Lazerle Varis Tedavisi

Lazerle varis tedavisi, hem yüzeyel damarlar hem de büyük safen ven varisleri için kullanılan bir diğer güncel yöntemdir. Cilt üzerinden ya da damar içinden uygulanan lazer enerjisiyle varisli damarlar kapatılır. Bu yöntem minimal invaziv olup lokal anestezi altında uygulanabilir. Hızlı iyileşme süreci ve düşük komplikasyon riski sayesinde tercih edilmektedir.

Radyo Frekans Yöntemi

Radyo frekans ablasyon, lazer yöntemine benzer şekilde çalışır ancak damar içindeki enerji kaynağı olarak yüksek frekanslı radyo dalgaları kullanılır. Isı ile damar çeperi büzüştürülür ve kapatılır. Büyük damar varislerinde oldukça başarılı sonuçlar verir. Lokal anestezi ile gerçekleştirilir ve hasta aynı gün taburcu edilebilir.

Cerrahi Yöntemler: Stripping ve Flebektomi

İlerlemiş ya da tekrarlayan varis vakalarında, cerrahi müdahale gerekebilir. Stripping yöntemiyle safen ven tamamen çıkarılırken, flebektomi ile daha küçük damar segmentleri mikro kesilerle alınır. Bu yöntemler, diğer tedavilerle kontrol altına alınamayan ya da ciddi semptomlara neden olan vakalar için uygundur. Genel anestezi veya spinal anestezi altında yapılabilir.

Hangi Yöntem Kimler İçin Uygundur?

Her varis tedavisi yöntemi her hasta için uygun olmayabilir. Tedavi seçimi; varisin tipi, damar çapı, cilt yapısı, eşlik eden hastalıklar ve kişinin yaşam tarzı dikkate alınarak yapılmalıdır. Kılcal damarlar için skleroterapi yeterli olurken, büyük çaplı safen venlerde lazer veya radyo frekans daha uygun olabilir. Tedavi planı mutlaka uzman bir hekim tarafından kişiye özel olarak belirlenmelidir.

Ameliyatsız Varis Tedavileri – Konforlu Yaklaşımlar

Gelişen teknoloji sayesinde varis hastalığında cerrahiye alternatif olarak geliştirilen ameliyatsız varis tedavisi yöntemleri, hem güvenli hem de konforlu çözümler sunar. Bu teknikler genellikle lokal anesteziyle, ayaktan uygulanabilir ve kısa sürede günlük hayata dönüş sağlar. Bu bölümde, ameliyatsız seçeneklerin sunduğu avantajları detaylandıracağız.

Minimal İnvaziv Yöntemlerin Avantajları

Skleroterapi, lazer ve radyo frekans gibi yöntemler minimal invaziv olarak uygulanır. Bu tedavilerde dokuya zarar minimum düzeydedir, kesi yapılmaz ve dikiş gerekmez. Hastalar işlem sonrası çoğu zaman yürüyerek evlerine dönebilir. Daha düşük komplikasyon riski ve daha az ağrı ile hızlı iyileşme süreci, bu yöntemleri cazip hale getirir.

Lokal Anestezi ve Ayakta Tedavi Süreci

Ayakta varis tedavisi uygulamaları lokal anestezi ile yapılır ve çoğu hasta işlem günü içinde normal hayatına dönebilir. Bu durum hem iş gücü kaybını azaltır hem de psikolojik olarak hastaya rahatlık sağlar. Ameliyathane gerektirmemesi ve işlem süresinin kısalığı da büyük avantajdır.

İşe Dönüş Süresi ve Hasta Memnuniyeti

Ameliyatsız tedaviler sonrası iyileşme süresi kısadır. Hafif yürüyüşler önerilir ve çoğu zaman aynı gün veya ertesi gün işe dönüş mümkündür. Hastaların işlem sonrası yaşam kalitesinde hızlı bir iyileşme sağlanır. Estetik sonuçların da tatmin edici olması, genel hasta memnuniyetini artırmaktadır.

Tedavi Sonrası Dikkat Edilmesi Gerekenler

Varis tedavisi sonrası yaşam döneminde bazı basit ama etkili önlemler, iyileşme sürecini hızlandırır ve nüks riskini azaltır. Tedavi ne kadar başarılı olursa olsun, sonraki dönemde hastanın önerilere uyması kalıcı sonuçlar açısından önemlidir.

Kompresyon Çorapları ve Bacak Egzersizleri

İşlem sonrası önerilen sürede kompresyon çorabı kullanımı, damar içi basıncı dengelemeye yardımcı olur. Aynı zamanda hafif tempolu yürüyüş ve düzenli bacak egzersizleri, kan dolaşımını destekler ve iyileşmeyi hızlandırır. Özellikle ilk haftalarda hareketli olmak önemlidir.

Güneşten Kaçınma ve Cilt Bakımı

Skleroterapi veya lazer uygulaması sonrası ciltte geçici hassasiyet oluşabilir. Bu dönemde doğrudan güneş ışığından kaçınılmalı ve cilt nemlendiricilerle desteklenmelidir. Güneşe maruz kalma, lekelenmeye ve iyileşmenin gecikmesine yol açabilir.

Uzun Süre Ayakta Kalmaktan Kaçınmak

İyileşme sürecinde uzun süre sabit ayakta durmak veya oturmak, damar içinde baskıyı artırarak süreci olumsuz etkileyebilir. Özellikle ilk günlerde sık sık pozisyon değiştirmek, ayakları yukarıda dinlendirmek ve bacakları zorlamamak faydalı olacaktır.

Rutin Kontrollerin Önemi

Tedavi sonrası doktor kontrolleri ihmal edilmemelidir. Varisin tekrar etme riski, hastanın yapısına ve yaşam tarzına göre değişebilir. Kontroller sırasında damar haritası yeniden değerlendirilir ve gerekiyorsa destekleyici önlemler planlanır.

Varisle Yaşam – Korunma ve Erken Müdahale Önerileri

Varis, tedavi edildikten sonra tamamen kontrol altına alınabilir; ancak yeniden oluşma riski her zaman vardır. Bu nedenle tedavi sonrası yaşamda alınacak önlemler, hem damar sağlığını korumak hem de yaşam kalitesini artırmak açısından büyük önem taşır. Bu bölümde, varisle yaşam sürecinde dikkat edilmesi gereken temel korunma yöntemlerini ve günlük alışkanlıklarda yapılabilecek değişiklikleri inceleyeceğiz.

Günlük Yaşamda Bacak Sağlığı İçin İpuçları

Bacak sağlığı için gün içerisinde yapılan küçük ama etkili alışkanlıklar, varis oluşumunu önlemeye yardımcı olabilir. Ayakta durduğunuzda sık sık ağırlık değiştirmek, otururken bacak bacak üstüne atmamak ve aralıklı olarak bacakları uzatarak dinlendirmek önemli önlemlerdir. Günde birkaç kez 5–10 dakika bacakları yukarıda tutmak da toplardamarların rahatlamasını sağlar.

Egzersiz, Beslenme ve Kilo Kontrolü

Hafif tempolu yürüyüş, yüzme ve bisiklet gibi egzersizler, bacak kaslarını aktif hale getirerek venöz dolaşımı destekler. Bununla birlikte lif açısından zengin, düşük sodyumlu bir diyet tercih edilmeli ve ideal kilo korunmalıdır. Aşırı kilo, bacak damarları üzerindeki basıncı artırarak varis oluşumunu önlemek açısından olumsuz bir etkide bulunur.

Uzun Süre Oturma veya Ayakta Kalma Alışkanlıkları

İş hayatında uzun süre aynı pozisyonda kalmak, varis oluşumunun başlıca nedenlerinden biridir. Her 30 dakikada bir küçük hareketler yapmak, kısa yürüyüş molaları vermek ve ayakta çalışırken sık sık pozisyon değiştirmek önemlidir. Özellikle masa başı çalışanlar için bu alışkanlıklar, kan dolaşımını aktif tutar ve damar sağlığını korur.

Erken Müdahale, Uzun Vadeli Koruma Sağlar

Varisle yaşam sürecinde düzenli kontrol ve bacak sağlığını koruyacak günlük alışkanlıklar, hastalığın tekrarını önlemede en etkili yoldur. Bacaklarda şişlik, ağırlık hissi veya görünür damar çıkıntıları fark edildiğinde, geç kalmadan bir uzman hekime başvurmak, ilerleyici damar hasarlarının önüne geçer.

Varis Tedavisi Hakkında En Çok Merak Edilenler

Varisle ilgili tedavi süreci, iyileşme aşamaları ve kalıcılığı hakkında pek çok kişi benzer sorular yöneltmektedir. Aşağıda, varis tedavisi ile ilgili en sık karşılaşılan beş sorunun yanıtını bulabilirsiniz. Bu bilgiler, hem tedavi öncesi hazırlık sürecinde hem de sonrası yaşam alışkanlıklarında size rehber olacaktır.

Varis tedavisi kalıcı çözüm sağlar mı?

Uygulanan tedavi yöntemi, varisin tipine ve hastanın yaşam tarzına göre değişmekle birlikte, doğru planlanan bir tedavi ile kalıcı sonuçlar elde edilebilir. Ancak genetik yatkınlık veya yaşam alışkanlıkları nedeniyle yeni varis oluşumu zamanla mümkün olabilir.

Ameliyatsız tedavi sonrasında ağrı olur mu?

Ameliyatsız varis tedavisi yöntemleri genellikle hafif rahatsızlık dışında ciddi ağrılara neden olmaz. Skleroterapi, lazer ve radyo frekans işlemlerinden sonra bacaklarda hafif yanma, gerginlik veya morluk oluşabilir ancak bunlar kısa sürede kendiliğinden geçer.

Hangi varis tipi lazer tedavisine uygundur?

Safen ven kaynaklı büyük damar varisleri ile bazı yüzeyel varisler lazerle varis tedavisi için uygundur. Cilt yüzeyine çok yakın damarlar için lazer yöntemi etkili sonuçlar verirken, daha derin ve geniş damarlar için farklı tedavi teknikleri tercih edilebilir.

Varis çorabı tedavi edici midir?

Varis çorapları varis oluşumunu yavaşlatabilir ve şikâyetleri azaltabilir ancak tedavi edici bir yöntem değildir. Cerrahi veya girişimsel tedavi sonrası destekleyici olarak kullanılır ve bacaklardaki dolaşımı düzenlemeye yardımcı olur.

Varis tedavisi sonrası tekrar kontrol gerekir mi?

Evet. Varis tedavisi sonrası yaşam döneminde düzenli doktor kontrolleri önerilir. Tedavinin etkinliğini izlemek, yeni oluşumları erken fark etmek ve gerektiğinde ek müdahaleler planlamak için takip süreci ihmal edilmemelidir.

Randevu ve Bilgilendirme

Varis şikâyetleri yaşayan bireyler için en doğru yaklaşım, uzman bir damar cerrahı tarafından değerlendirilmek ve kişiye özel tedavi planı oluşturmaktır. Bu süreçte doğru tanı ve zamanında müdahale, yaşam kalitesini artırır ve daha konforlu bir iyileşme süreci sağlar. Op. Dr. Etem Yücekaya ile yapılacak ilk muayenede hem hastalığın derecesi belirlenir hem de en uygun varis tedavisi yöntemi planlanır.

Uzman Değerlendirme ve Tedavi Planlaması

Op. Dr. Etem Yücekaya, kalp ve damar cerrahisi alanındaki 40 yılı aşkın deneyimi ve yüksek vaka sayısıyla, varis hastalarına kapsamlı bir değerlendirme sunar. Muayene sırasında damar haritalama, doppler ultrasonografi ve fiziksel muayene ile varisin tipi ve derecesi belirlenir. Ardından lazer, skleroterapi, radyo frekans veya cerrahi gibi yöntemlerden hastaya en uygun olanı seçilir.

İletişim Bilgileri

Adres:
Fevzi Çakmak Mah. Akınsel Sok. No:1
Tepebaşı / Eskişehir

Telefon: 444 2 026
Telefon 2: 0222 211 0 212
WhatsApp: +90 444 20 26
E-Posta: [email protected]

Online Randevu Al

Randevunuzu alın, kalbiniz için ilk adımı atın.

Online Randevu Al

Unutmayın

Varise geç kalmayın, konforlu adımlar için ilk adımı atın.

Varis Tedavisi İçerikleri