Varis Tedavisinde En Güncel Yöntemler – Modern ve Etkili Yaklaşımlar

admin

Temmuz 15, 2025

Varis, toplardamar kapakçıklarındaki yetersizlik sonucu gelişen yaygın bir hastalıktır. Gelişen teknoloji ile birlikte minimal invaziv yöntemler, skleroterapi, lazer ve radyofrekans gibi alternatifler, klasik cerrahiyi geride bırakmaktadır. Bu rehberde 2025’in en güncel ve etkili varis tedavi yöntemlerini ele alacağız.

Varis Nedir ve Hangi Faktörler Risk Yaratır?

varis-tedavisi-yeni-yöntemler-lazer-1

Varisler, toplardamarların normalden fazla genişlemesiyle ortaya çıkan, sık karşılaşılan damar hastalıkları arasında yer alır. Damar duvarlarının zayıflaması ve kapakçık sisteminin bozulması, kanın geri kaçmasına ve damar içinde göllenmesine yol açar. Bu süreç sonunda damarda belirginleşme, kabarma ve ağrılı görünüm oluşabilir. Kalp ritim sorunları ve dolaşım bozuklukları olan hastalarda varis riski daha yüksektir. Çünkü kalpten çıkan ve kalbe dönen kan akımındaki düzensizlik, toplardamar sistemini doğrudan etkileyebilir.

Varis gelişiminde birçok risk faktörü söz konusudur. Bunların başında genetik yatkınlık gelir. Ailede varis öyküsü olan bireylerde, özellikle kadınlarda, görülme olasılığı oldukça yüksektir. Kadın hormonlarının damar duvarları üzerindeki etkileri nedeniyle, hamilelik, doğum kontrol hapı kullanımı veya menopoz döneminde varis oluşumu sıklaşır. Ayrıca uzun süre ayakta çalışan kişilerde ya da sürekli oturarak masa başında zaman geçirenlerde de toplardamarlar basınca maruz kaldığı için varis gelişebilir.

Obezite, hareketsiz yaşam tarzı, ilerleyen yaş ve kötü beslenme alışkanlıkları da damar sağlığını olumsuz etkiler. Bununla birlikte bazı kardiyovasküler hastalıklar, özellikle aritmi kalp üzerinde yük oluşturarak venöz dolaşımı bozabilir. Kalp ritim bozuklukları, özellikle kalp yetersizliği ile birlikte seyreden vakalarda, bacak damarlarında kanın daha da zor dönmesine neden olur. Bu da varis oluşum riskini artırır.

Bu tür hastalarda sadece varisin kozmetik görünümü değil, damar sağlığının genel durumu da değerlendirilmelidir. Çünkü aritmi kalp sorunları gibi ritimsel bozukluklar, kalp aritmi tedavisi sürecinde damar sistemini de doğrudan etkileyebilir. Bu nedenle varis tanısı konulurken, kalbin genel fonksiyonları, ritmi ve dolaşım basıncı da göz önüne alınmalıdır.

Özetle, varis gelişimini etkileyen faktörler çok yönlüdür ve sadece lokal damar yapısıyla sınırlı değildir. Kalp ritim sorunları, genel dolaşım kalitesi ve yaşam tarzı faktörleriyle birlikte değerlendirilerek, bireye özel tedavi yaklaşımı belirlenmelidir.

Minimal İnvaziv Yöntemler – Girişimsel Cerrahi Olmayan Seçenekler

Minimal invaziv varis tedavileri, klasik cerrahinin aksine kesi gerektirmeden, lokal veya hafif sedasyon altında uygulanabilir. Bu yöntemler, hızlı iyileşme süresi, düşük komplikasyon riski ve günlük yaşama hızlı dönüş avantajları sayesinde giderek daha fazla tercih edilmektedir. Aynı zamanda bazı kalp ritim bozukluğu olan bireylerde, genel anesteziye gerek kalmadan uygulanabilmeleri, bu hasta grubu için de güvenli bir tedavi seçeneği sunar. Özellikle aritmi kalp hastalarında cerrahi stresin azaltılması önemlidir.

Endovenöz Lazer Ablasyon (EVLA / EVLT)

Bu yöntemde ultrason eşliğinde hasarlı toplardamar içine ince bir lazer fiberi yerleştirilir. Lazer enerjisiyle oluşan termal etki damar duvarını kapatır ve dolaşım dışı bırakır. Ortalama 30–45 dakikalık bir işlem olup, lokal anestezi altında gerçekleştirilir. Aritmi kalp hastalarında genel anesteziden kaçınmak gerektiğinden EVLA güvenli bir alternatif olarak kabul edilmektedir. Hasta işlem sonrasında birkaç saat içinde yürüyebilir ve aynı gün taburcu olabilir.

Radyofrekans Ablasyon (RFA)

Endovenöz lazer ile benzer prensipte çalışan RFA, damar içine yerleştirilen bir kateter aracılığıyla yüksek frekanslı radyodalga enerjisi kullanır. Bu enerji damar duvarını ısıtarak büzülmesini sağlar. İşlem lokal anestezi ile yapılabilir ve özellikle kalp ritim problemi yaşayan hastalarda sedasyon riski azaltılmış olur. Etkili ve kalıcı sonuçlar sunan bu yöntem, kısa sürede yaygınlaşmıştır.

Köpük Skleroterapi (Foam Sclerotherapy)

Köpük formunda hazırlanmış sklerozan madde doğrudan genişlemiş damara enjekte edilir. Köpük, damar duvarı ile daha uzun süre temas ettiğinden daha geniş bir etki sağlar. Bu yöntem ayaktan yapılabilir ve genellikle orta boyutlu ya da yan dallardaki varislerde tercih edilir. Kalp aritmi tedavisi gören hastalar için kısa süreli, düşük sistemik etkili bir uygulama olması nedeniyle avantajlıdır.

CLaCS – Cryo-laser ve Cryo-Sclerotherapy

Yeni nesil bir teknoloji olan CLaCS, lazer, sklerozan madde ve soğuk hava kombinasyonu ile uygulanır. Ağrısız ve hedefe yönelik bu yaklaşım, damarları yüzeyde haritalandırarak işlem sırasında maksimum hassasiyet sağlar. Özellikle kozmetik açıdan mükemmel sonuçlar sunar. Bazı kalp ritim bozukluğu hastaları, bu tip düşük travmalı ve kısa süren işlemlerden daha fazla fayda görebilir.

Sonuç olarak, minimal invaziv varis tedavi yöntemleri hem kozmetik hem de fonksiyonel açıdan yüksek başarı oranlarına sahiptir. Kalp ritim dengesizlikleri olan kişilerde bile çoğunlukla güvenle uygulanabilir. Kalp aritmi tedavisi sürecinde olan bireyler için bu tür düşük riskli ve hızlı iyileşme sağlayan yöntemler ön planda değerlendirilmektedir.

Klasik Cerrahi ve Koruyucu Teknikler

Minimal invaziv yöntemler günümüzde daha sık tercih edilse de, bazı durumlarda klasik cerrahi müdahaleler hâlâ geçerliliğini korumaktadır. Özellikle ileri evre varis vakalarında, damar çapının çok geniş olduğu ya da yüzeysel damarlar dışında derin ven sisteminde de sorun bulunan hastalarda, cerrahi çözümler daha etkin olabilir. Bununla birlikte kalp ritim sorunu olan veya aritmi kalp hastaları için bu cerrahi seçeneklerin dikkatle planlanması gerekir. Genel anestezi gerektiren işlemler, kalp aritmi tedavisi sürecindeki hastalarda daha yüksek risk barındırabileceğinden, her vaka bireysel olarak değerlendirilmelidir.

Stripping ve Mini-Flebektomi

Stripping yöntemi, safen veninin kasıktan ayak bileğine kadar çıkarılması esasına dayanır. Bu işlem genellikle spinal ya da genel anestezi altında yapılır ve postoperatif süreçte hastanede kalış gerekebilir. Büyük ve kıvrımlı varislerde oldukça etkilidir. Ancak kalp ritim bozukluğu yaşayan hastalarda, anestezi ve cerrahi stresi artırabileceği için, cerrahi öncesi kardiyolojik değerlendirme mutlaka yapılmalıdır. Mini-flebektomi ise daha küçük varisler için cilt üzerinde küçük kesilerle yapılır ve genellikle lokal anestezi yeterlidir.

CHIVA Yöntemi

Fransız kökenli bu teknik, varisli damarın tamamen çıkarılması yerine, dolaşımı yönlendiren koruyucu bir yaklaşımdır. Ultrason rehberliğinde damar yapısı haritalanır ve problemli noktalar bağlanarak damar işlevsel olarak korunur. Özellikle kalp aritmi tedavisi gören hastalarda, damar sistemini mümkün olduğunca korumak gerekebileceği için CHIVA yöntemi ön planda değerlendirilebilir. On yıllık takiplerde nüks oranının %18 gibi düşük seviyelerde kalması, bu yöntemin uzun vadede de başarılı olduğunu göstermektedir.

Klasik cerrahi yöntemler, uygun hasta seçimi ve doğru tekniklerle uygulandığında, günümüzde de geçerliliğini sürdürmektedir. Ancak kalp ritim problemleri veya aritmi kalp öyküsü olan bireylerde bu yöntemlerin risk ve fayda dengesinin titizlikle değerlendirilmesi gerekir. Bu nedenle cerrahiden önce kardiyoloji ile koordineli bir hazırlık süreci planlanmalıdır.

Varis Tedavisi Sonrası – İzlem ve Başarı Oranları

Modern varis tedavi yöntemleri, minimal invaziv tekniklerle yüksek başarı oranları sunmaktadır. Özellikle endovenöz lazer ablasyon (EVLA) ve radyofrekans ablasyon (RFA) gibi işlemler, %90–95 gibi etkileyici başarı oranları ile günümüzde ilk tercih edilen yaklaşımlardır. Bu yöntemler sayesinde hastalar genellikle aynı gün taburcu edilmekte, 1–2 gün içinde normal yaşamlarına dönebilmektedir. Köpük skleroterapi ve mini cerrahi yöntemler de uygun hastalarda oldukça etkili sonuçlar verir. Ancak, kalp ritim problemi olan bireylerde veya aritmi kalp hastalarında bu tür girişimlerin planlaması daha titiz yürütülmelidir.

Özellikle kalp aritmi tedavisi görmekte olan hastalar için, işlem öncesi detaylı bir değerlendirme yapılması, işlem süresince kalp ritminin izlenmesi ve sonrasında düzenli takip çok önemlidir. Aritmisi olan hastalarda bazı anestezi türleri tercih edilmeyebilir ya da işlem sonrası kalp ritmi destabilize olabilir. Bu nedenle hem varis tedavisi hem de kalp ritim bozukluğu birlikte ele alınmalı ve multidisipliner bir yaklaşım benimsenmelidir.

Tablo – Yöntemlere Göre Başarı Oranları ve İyileşme Süreleri

YöntemBaşarı Oranıİyileşme Süresi
EVLA / RFA%90–951–2 gün
Köpük Sklero%80–90Ayakta işlem
Stripping / Flebektomi%85–901–4 hafta

Başarı oranlarının yüksek olması, kalp ritim açısından stabil olan bireylerde daha güvenli sonuçlar anlamına gelir. Ancak aritmi kalp hastalarında işlem sonrası dönemde ritim kontrolleri ihmal edilmemelidir. Bu sayede hem varis tedavisinden yüksek verim alınabilir hem de kalp aritmi tedavisiyle ilgili ek komplikasyonların önüne geçilmiş olur.

Önemli Noktalar

Bölüm BaşlığıKısa Açıklama
Varis Nedir ve Hangi Faktörler Risk Yaratır?Genetik, yaşam tarzı ve hormonal değişiklikler varis gelişiminde etkilidir.
Minimal İnvaziv Yöntemler – Girişimsel Cerrahi Olmayan SeçeneklerEVLA, RFA, skleroterapi gibi teknikler hızlı ve etkili çözümler sunar.
Klasik Cerrahi ve Koruyucu TekniklerStripping ve CHIVA gibi yöntemler bazı özel vakalarda tercih edilebilir.
Varis Tedavisi Sonrası – İzlem ve Başarı OranlarıMinimal invaziv tekniklerde başarı oranı %90 üzerindedir; iyileşme hızlıdır.
Varisle Yaşam – Korunma ve Uzun Vadeli BakımYaşam tarzı değişiklikleri nüksü azaltmada büyük rol oynar.
Riskler ve KomplikasyonlarHer yöntemin belirli oranda riski vardır; komplikasyonlar genellikle düşüktür.
Tıbbi Turizm ve Türkiye’deki AvantajlarTürkiye, fiyat ve kalite avantajıyla uluslararası hastalar için caziptir.
Randevu ve Uzman DeğerlendirmesiDoğru tedavi planı için uzman değerlendirmesi ve görüntüleme şarttır.
Varis Tedavisi ve Kalp Aritmileri Hakkında En Çok Merak EdilenlerKalp ritim bozuklukları olan hastalarda tedavi yaklaşımı bireyselleştirilmelidir.

Varisle Yaşam – Korunma ve Uzun Vadeli Bakım

Varis tedavisi sonrasında en az tedavi kadar önemli olan bir diğer konu ise uzun vadeli bakım ve korunmadır. Varisler tekrar edebilir, özellikle de yaşam tarzı faktörleri ihmal edilirse. Bu noktada düzenli hareket, kilo kontrolü ve uygun pozisyonda dinlenme alışkanlıkları, hem varislerin nüks etmesini önlemekte hem de kalp ritim sağlığını korumakta oldukça etkilidir. Özellikle aritmi kalp hastaları için bacaklarda biriken venöz kan dolaşımını iyileştirmek, kalp üzerindeki yükü hafifletebilir. Bu nedenle kalp aritmi tedavisi gören bireylerin bacak dolaşımını desteklemesi çok yönlü fayda sağlar.

  • Düzenli yürüyüş ve bacak egzersizleri, kas pompalarının aktif kalmasını sağlar ve venöz dönüşü artırır.
  • Kompresyon çorapları, toplardamarlardaki basıncı dengeler ve şişmeyi önler.
  • Kilo kontrolü, hem varis oluşumunu hem de kalp ritim problemlerini azaltır.
  • Uzun süreli ayakta kalma veya oturma pozisyonlarında her 30 dakikada bir küçük molalar verilmelidir.
  • Bacakları belirli aralıklarla kalp hizasının üzerine kaldırarak dinlendirmek, kan dolaşımını rahatlatır.

Özellikle aritmi kalp hastalarında, bacaklardaki dolaşım bozukluklarının kalbin elektriksel dengesine dolaylı etkisi olabilir. Bu yüzden sadece bacak sağlığı için değil, aynı zamanda kalp ritim düzeni için de bu öneriler dikkate alınmalıdır. Kardiyoloji ve damar cerrahisi ekiplerinin birlikte çalıştığı vakalarda, yaşam tarzı önerileri hasta özelinde uyarlanarak çok daha etkili sonuçlar alınabilir. Kalp aritmi tedavisi sürecinde olan hastalar, egzersiz ve pozisyon önerilerini doktorlarıyla birlikte planlamalıdır.

Riskler ve Komplikasyonlar

Varis tedavisinde kullanılan yöntemler her ne kadar büyük oranda güvenli olsa da, her medikal işlemde olduğu gibi bazı riskler ve komplikasyonlar da söz konusu olabilir. Özellikle kalp ritim bozukluğu gibi eşlik eden rahatsızlıkları olan hastalarda, bu tedavilerin potansiyel etkileri daha dikkatle değerlendirilmelidir. Aritmi kalp hastalarında lokal anesteziklere verilen yanıtlar, işlem sırasında yaşanabilecek stres düzeyi ve dolaşım dengesizlikleri gibi faktörler, tedavi planlamasında göz önünde bulundurulmalıdır.

  • EVLA / RFA: Endovenöz lazer ve radyofrekans tedavileri sırasında nadiren de olsa hematom, morarma veya bölgesel ağrı görülebilir. Bu yan etkiler genellikle geçicidir ve <%1 oranındadır. Ancak kalp ritim hassasiyeti olan hastalarda bu küçük stres faktörleri bile önem arz edebilir.
  • Köpük Skleroterapi: Sklerozan maddeye bağlı olarak ciltte renk değişiklikleri (pigmentasyon), allerjik reaksiyonlar veya çok nadiren damar dışına sızma nedeniyle ciltte tahriş oluşabilir. Bu yan etkilerin görülme oranı %1–3 aralığındadır. Aritmi kalp hastalarının önceden allerji öyküsü sorgulanmalıdır.
  • Stripping ve Mini-Flebektomi: Klasik cerrahi yöntemlerde enfeksiyon, yara iyileşmesinde gecikme ve sinir hasarı riski %2–5 düzeyindedir. Özellikle sistemik hastalıkları olan, kalp aritmi tedavisi sürecinde olan hastalarda yara iyileşmesi daha yavaş olabilir.
  • CHIVA: Damarın çıkarılmadan fonksiyonel olarak korunmasını hedefleyen bu yöntem, komplikasyon açısından oldukça düşük risklidir. Ayrıca uzun vadede nüks oranları diğer cerrahi tekniklere göre daha azdır, bu da özellikle ek sistemik hastalıkları olan hastalar için bir avantaj oluşturur.

Varis tedavisi öncesinde yapılan kapsamlı değerlendirmelerde, hastanın kalp ritim durumu mutlaka dikkate alınmalı ve aritmiye eğilimli bireylerde sedasyon, anestezi ve sıvı dengesi gibi unsurlar önceden planlanmalıdır. Kalp aritmi tedavisi gören kişiler için, kardiyoloji ve damar cerrahisinin birlikte takibi riskleri minimize etmek açısından kritik önemdedir.

Tıbbi Turizm ve Türkiye’deki Avantajlar

Son yıllarda Türkiye, yalnızca estetik ve ortopedik işlemlerle değil, damar cerrahisi ve özellikle varis tedavisi alanında da önemli bir tıbbi turizm merkezi haline gelmiştir. Kaliteli sağlık hizmetlerinin, deneyimli uzman kadroların ve modern teknolojilerin daha uygun fiyatlarla sunulması, özellikle Avrupa ve Orta Doğu ülkelerinden gelen hastaların dikkatini çekmektedir.

Türkiye’de varis tedavisi için en sık tercih edilen yöntemlerden biri olan endovenöz lazer ablasyon (EVLA), gelişmiş klinik altyapısı ve uygun maliyeti sayesinde birçok uluslararası hastanın öncelikli tercihi olmuştur. Ortalama EVLA tedavi maliyeti 2.100 ila 3.000 dolar arasında değişmektedir. Bazı merkezler, bu tedaviyi otel konaklaması, havaalanı transferi ve kontroller dahil olmak üzere paket hizmet olarak da sunmaktadır.

Bu hizmetlerden faydalanan hastaların büyük bir kısmı aynı zamanda ek medikal değerlendirmelere de yönlendirilmektedir. Özellikle kalp ritim problemi yaşayan hastalarda işlem öncesi kardiyolojik taramalar önerilir. Aritmi kalp hastalarında işlem güvenliği, anestezi planlaması ve sonrası takip büyük önem taşır. Türkiye’de birçok özel hastane ve klinikte bu multidisipliner yaklaşım bir standart olarak uygulanmaktadır.

Yurt dışından gelen hastaların dikkat ettiği bir diğer unsur ise tedavi sonrası destek sürecidir. Varis tedavisinin ardından önerilen egzersizler, kompresyon ürünleri kullanımı ve kontrollerde, özellikle kalp aritmi tedavisi gören bireylerde ritim stabilitesinin takip edilmesi gerekebilir. Türkiye’deki birçok merkez, bu izlem süreçlerini online takip sistemleriyle de sürdürebilmektedir.

Uygun maliyetli, güvenilir ve hasta odaklı yaklaşımlar sayesinde Türkiye, varis tedavisi arayan ve kalp ritim açısından risk taşıyan bireyler için ideal seçeneklerden biri olmaya devam etmektedir.

Varis Tedavisi ve Kalp Sağlığı Hakkında Merak Edilenler

Varis tedavisi sırasında kalp ritim bozukluğu olan hastalar nelere dikkat etmeli?

Eğer bir hastada aritmi kalp rahatsızlığı varsa, varis tedavisi öncesi kardiyolojik değerlendirme yapılması önemlidir. Özellikle kalp ritim kontrolü sağlanmadan uygulanan sedasyon ya da anestezi, komplikasyon riskini artırabilir. Tedavi öncesi EKG ve gerekiyorsa Holter monitörizasyonu ile kalp ritminin stabilize olduğundan emin olunmalıdır.

Minimal invaziv yöntemler her varis hastasına uygulanabilir mi?

Endovenöz lazer (EVLA), radyofrekans ablasyon (RFA) ve köpük skleroterapi gibi yöntemler genellikle uygundur ancak bazı ileri evrelerde ya da damarsal anatomisi uygun olmayan hastalarda klasik cerrahi daha etkili olabilir. Ayrıca eşlik eden kalp hastalıkları tedavi planını etkileyebilir.

Varis tedavisinden sonra tekrar nüks olur mu?

Modern yöntemlerde nüks oranı düşüktür ancak tamamen sıfırlanamaz. Özellikle kalp ritim ve dolaşım bozuklukları gibi sistemik faktörler kontrol altına alınmazsa, yeni damar oluşumu görülebilir. Bu nedenle uzun vadeli takip ve yaşam tarzı değişiklikleri önemlidir.

Kompresyon çorapları tedavi sonrası ne kadar süre giyilmelidir?

İşlem sonrası genellikle 1–2 hafta süreyle çorap kullanımı önerilir. Ancak bu süre hastanın iyileşme durumuna, yapılan yönteme ve kalp-damar sisteminin genel durumuna göre değişebilir. Kalp aritmi tedavisi gören hastalarda dolaşım desteği için daha uzun süreli kullanım tercih edilebilir.

Skleroterapi ağrılı mıdır?

Köpük skleroterapi genellikle hafif iğne batması hissiyle sınırlıdır ve anestezi gerektirmez. Soğuk uygulama veya lokal uyuşturucu kremlerle işlem öncesi konfor artırılabilir. Kalp ritmi hassasiyeti olan bireylerde işlem sırasında gevşeme sağlanması için sakin bir ortam tercih edilir.

Eskişehir’de varis ve kalp ritim tedavisi birlikte planlanabilir mi?

Elbette. Eskişehir’de Op. Dr. Etem Yücekaya, hem damar hastalıkları hem de kalp aritmi tedavisi konusunda multidisipliner yaklaşım sunmaktadır. Randevu alarak hem varis tedavinizi hem de kalp sağlığınızı aynı merkezde güvenle değerlendirebilirsiniz.

Randevu ve Uzman Değerlendirmesi

Varis tedavisine başlamadan önce en uygun yöntemin belirlenmesi, hastanın genel sağlık durumu, damar yapısı ve eşlik eden kalp hastalıkları göz önünde bulundurularak yapılmalıdır. Bu noktada ilk adım, detaylı bir klinik muayene ve bacak damarlarının Doppler ultrasonografi ile incelenmesidir. Ancak yalnızca damar yapısı değil, hastanın kalp ritim durumu da önem arz eder. Özellikle aritmi kalp şikayeti olan bireylerde, işlem öncesi kalp ritmi stabil mi değil mi, dikkatle değerlendirilmelidir.

Kalp ritim bozukluğu olan kişilerde, sedasyon ya da lokal anestezi ile yapılacak işlemler öncesinde kardiyoloji ile eşgüdümlü bir yaklaşım gerekir. Bu yüzden Op. Dr. Etem Yücekaya gibi kalp damar cerrahisi konusunda deneyimli bir uzmandan randevu alarak değerlendirme yapılması, hem işlem güvenliği hem de tedavi başarısı açısından son derece kıymetlidir.

Op. Dr. Yücekaya, varis tedavilerinde multidisipliner protokol uygulamakta, özellikle kalp aritmi tedavisi gören bireylerde işlemi öncesinde EKG, kan testleri ve kalp fonksiyon değerlendirmeleriyle hazırlık yapmaktadır. Böylece tedavi yalnızca varis odağında değil, sistemik sağlık bütünlüğü çerçevesinde planlanır. Bu yaklaşım, komplikasyon riskini azaltır, iyileşme sürecini hızlandırır ve hasta memnuniyetini artırır.

Randevu almak, sadece bir işlem planlaması değil, sağlığınıza bütüncül yaklaşım için ilk adımdır. Kalbinizle uyumlu bir damar yapısı oluşturmak, hem estetik hem de yaşam kalitesi açısından fark yaratabilir.

  • Adres: Fevzi Çakmak Mah. Akınsel Sok. No:1, Tepebaşı / Eskişehir
  • Telefon: 444 2 026
  • WhatsApp: +90 4442026
  • E-Posta: [email protected]

Bacak sağlığınız için doğru danışmanızı alın.